Me: beni
You: seni
Her/him/it: onu
Us: bizi
You: sizi
Them: onları
Ali beni seviyor. (Ali liebt mich)
Seni davet ediyorum. (Ich lade dich ein)
Onu partide istemiyorlar. (Sie wollen ihn nicht auf der Party.)
Bizi şaşırttı. (Es überraschte uns.)
Bu olay sizi üzdü. (Dieser Event regt dich auf.)
Çiçekler çok güzel, onları koparma. (Die Blumen sind sehr schön, nimm sie nicht.)
Ben her öğrencim sever.
İki gündür sen arıyorum.
Beş gün önce onlar davet
etti.
Biz sahneye yönlendirdi.
Onlar, siz de küçümsüyor.
Bu kitaba ihtiyacım yok o
çekmeceye yerleştir.
Denizdeki dalga ben savurdu.
Her gün sen düşünüyorum.
O bana ver.
Topluluğun sayısını öğrenmek
için biz saydı.
Görevli siz çağırmış.
Çocuk onlar çok özlemiş.
Ailesi o yatılı okula
göndermiş.
Savcı onlar sorgulamış.
Saklambaç oynarken sen
bulamadık.
Tuğçe onlara ben de
anlatmış.
Evde onlar arıyorduk.
Arkadaşı o çok üzmüş.
Köpek siz de ısırmış.
Biz yemeğe çıkardı.
Sakın ben unutma.
Sen merdivenlerden
çıkarıyoruz.
Beni her öğrencim sever.
İki gündür Seni arıyorum.
Beş gün önce onları davet
etti.
Bizi sahneye yönlendirdi.
Onlar, sizi de küçümsüyor.
Bu kitaba ihtiyacım yok onu
çekmeceye yerleştir.
Denizdeki dalga beni savurdu.
Her gün seni düşünüyorum.
Onu bana ver.
Topluluğun sayısını öğrenmek
için bizi saydı.
Görevli sizi çağırmış.
Çocuk onları çok özlemiş.
Ailesi onu yatılı okula
göndermiş.
Savcı onları sorgulamış.
Saklambaç oynarken seni
bulamadık.
Tuğçe onlara beni de
anlatmış.
Evde onları arıyorduk.
Arkadaşı onu çok üzmüş.
Köpek sizi de ısırmış.
Bizi yemeğe çıkardı.
Sakın beni unutma.
Seni merdivenlerden
çıkarıyoruz.
